Son dönemde Türkiye'de, FETÖ (Fetullahçı Terör Örgütü) ile ilgili yürütülen kapsamlı soruşturmalar sonucunda örgütün 47 ildeki güncel yapısı deşifre edildi. Emniyet ve istihbarat birimlerinin titiz çalışmalarıyla elde edilen bilgiler, FETÖ'nün yeniden yapılanma çabalarını ve faaliyetlerini gözler önüne serdi. Bu gelişmeler, örgütün ülke genelindeki varlığının ne denli tehdit oluşturduğunu bir kez daha ortaya koyuyor.
FETÖ, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ciddi bir tasfiye sürecine girmiş olsa da, örgüt, farklı taktiklerle yeniden yapılanma çabalarına girdi. Özellikle 2020 yılından itibaren, örgütün lider kadrosu, eski üyelerini yeniden bir araya getirerek şehirlerde küçük hücreler oluşturmaya başladı. Bu hücreler, hem eğitim, hem de gizli toplantılar için çeşitli mekanlar kiralayarak faaliyetlerine devam etmektedirler. FETÖ'nün bu yeni yapılanma stratejileri, örgüt üyelerinin polis ve istihbarat tarafından tespit edilimini zorlaştırıyor.
Güvenlik güçleri, bu yapılanmanın önüne geçmek için düzenli olarak operasyonlar gerçekleştiriyor. Ancak, örgütün liderlerinin farklı şehirlere yayılması ve yerel seviyede güçlü bir altyapı kurması, bu mücadeleyi oldukça zorlaştırıyor. Örgüt, özellikle eğitim alanındaki faaliyetlerine hız vererek, genç beyinleri kendi yanlarına çekmeyi amaçlıyor. Eğitim sistemine sızma çabaları ise, FETÖ’nün sadece bireysel faaliyetleri değil, kurumsal düzeyde de etkili olma isteğini gözler önüne seriyor.
FETÖ’nün 47 şehirdeki temel faaliyet alanları arasında, finansal kaynak yaratma, insan kaynakları yönetimi ve propaganda yer alıyor. Özellikle, çeşitli dernekler ve vakıflar aracılığıyla geniş bir ağ kuran FETÖ, birkaç önemli sektör üzerinde etki sağlamayı hedefliyor. Örgütün finansal anlamda güçlü kalabilmesi için, iş adamları ve zengin bağışçılarla yeni bağlantılar kurması öncelikli bir stratejidir. Örgütün, takip kapasitesinin ötesine geçme hedefi, bu yeni bağlantılar sayesinde mümkün olmaktadır.
FETÖ'nün, yurt dışında da birçok bağlantısı ve destekçisi bulunmaktadır. Özellikle Avrupa ve Amerika'daki çeşitli kuruluşlarla olan ilişkileri, örgüte uluslararası arenada destek sağlamaktadır. Bu durum, sadece mali değil, aynı zamanda örgütün ideolojik propagandasının da yayılmasına yardımcı olmaktadır. Emniyet birimleri, FETÖ'nün yurt dışındaki yapılanmasına karşı da kliniğe yönelik çalışmalar yürütmektedir. Bu çalışmalarda, tanık ifadeleri ve ele geçirilen belgeler büyük önem taşımaktadır.
Sonuç olarak, FETÖ’nün 47 kentteki örgüt yapısının deşifre edilmesi, büyük bir başarı olmanın yanı sıra, Türkiye'nin terörle mücadelesinde de önemli bir dönüm noktasıdır. Ancak, FETÖ'nün sürekli olarak yeni stratejilere başvurması ve kendini yenilemesi, güvenlik güçlerinin bu tehditle daha etkin bir şekilde başa çıkması gerekliliğini ortaya koymaktadır. Dolayısıyla, kamuoyunun bu konuda bilinçlendirilmesi ve FETÖ'ye karşı duyarlılığın artırılması büyük önem taşımaktadır.
FETÖ ile mücadelede tüm vatandaşların üzerine düşen görevi yerine getirmesi, uyumlu bir sosyal mücadele için son derece kritik bir öneme sahiptir. Bu bağlamda, devlet, STK'lar ve bireylerin iş birliği içinde hareket etmesi, örgütün toplum içindeki köklerini kurutma yönünde atılacak önemli bir adımdır.