İstanbul, son günlerde yaşadığı sarsıntılarla bir kez daha ulusal gündemi meşgul ediyor. 2023 yılının Ekim ayında meydana gelen deprem sonrası, şehrin birçok bölgesinde yapısal hasar tespit edildi. Ancak bu durum, bazı binaların dayanıklılığını yitirmesine neden oldu. Özellikle, Bahçelievler bölgesinde bulunan ve deprem sonrası hasar raporlarıyla gündeme gelen bir bina, 13 Ekim tarihinde büyük bir gürültüyle çöktü. Bu olay, hem bölge sakinlerinde hem de kent genelinde derin bir korku yarattı.
Bölgedeki sakinlerin günlük yaşamını sürdürmeye çalıştığı bir zamanda meydana gelen çöküş, aniden paniğe yol açtı. Bina, depremden sonra güvenlik uzmanları tarafından 'tehlikeli' olarak işaretlenmişti. Yetkililer, inşaatın yetersiz dayanıklılığının yanı sıra, bölgedeki zemin koşullarının da etkili olduğuna dikkat çekti. Çöküş esnasında çevredekilerin büyük bir sesle irkilmesi ve hemen ardından kaçışmaları, olayı daha da dramatik hale getirdi. Neyse ki, çöküş esnasında binada kimse bulunmuyordu. Ancak olay sonrası mahallede panik havası hâkim oldu ve polis, itfaiye ve kurtarma ekipleri hızlı bir şekilde olay yerine sevk edildi.
İstanbul, deprem riski yüksek bir şehir olması nedeniyle inşaat standartlarını sürekli gözden geçirmesi gereken bir bölge olarak bilinir. Ancak son yıllarda yapılan binaların güvenliği üzerine ciddi endişeler baş göstermeye başladı. Uzmanlar, şehirdeki mevcut yapıların büyük bir kısmının, olası bir büyük depremde dayanamayacak durumda olduğunu vurguluyor. Özellikle eski binaların çoğu, yeterli mühendislik hesapları yapılmadan inşa edilmişken, bazı yenilenen yapılar da standartların altında kalıyor. Bu durum, İstanbul'daki yerel yönetimlerin ve devletin inşaat denetim süreçlerini yeniden ele alması gerektiğini gösteriyor. Çöküş olayının ardından, uzmanlar bir araya gelerek şehirdeki inşaat standartlarının gözden geçirilmesi gerektiği konusunda kamuoyunu bilgilendirdi.
Bahçelievler'deki çöküş sonrası, bölgedeki diğer binaların da durumunun acil olarak değerlendirileceği açıklandı. Yetkililer, ziyaret ettikleri binalarda kapsamlı incelemeler gerçekleştirecek ve potansiyel tehlike arz eden yapılar için acil önlemler alacaklarını belirttiler. İstanbul'daki tüm belediyelere bu konuda daha etkin bir denetim mekanizması geliştirilmesi çağrısı yapıldı. Sadece deprem sonrası değil, öncesinde de binaların güçlendirilmesi için çalışmalara hız verilmesi gerektiğinin vurgulandığı toplantılar planlanıyor.
Son olarak, Bahçelievler'deki çöküş olayı, İstanbul'un deprem gerçeği ile yüzleşmesi ve güvenli yapıların inşa edilmesi konusundaki önemini bir kez daha gözler önüne serdi. Kentin bu tür felaketlere karşı daha dayanıklı hale gelmesi, tüm paydaşların üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesiyle mümkün. Şimdi, İstanbul'da deprem sonrası güvenliği artıracak çözümler geliştirilmesi, hem kent sakinlerinin hem de yetkililerin önceliklerinden biri olmalı.